23 Ağustos 2013 Cuma

İncir Kuşları


Bu kitapla başladı her şey. Tamamen tesadüftü alışım. Konusu hakkında en ufak bilgim yoktu. Bir kaç ay raflarda sırasını bekledi. Haziran ayının başında tatil için bavulu hazırlarken son anda attım bu kitabı çantanın içine. Tatil kitabı olmadığını bilemedim... İçim acıyarak, yüreğim parçalanarak gözyaşları içinde okudum kitabı.

Kitabın arka kapağındaki "Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır" cümlesi bir hançer gibi saplandı yüreğime. Beni kendime döndürdü. 1992-1995 Tarihleri arasında kimdim ben? Ne yapıyordum? Nasıl bu kadar duyarsız kalabildim? Bir türlü içinden çıkamadığım bu iç sorgulama beni okumaya, daha çok okumaya itti. Okudukça canım yandı, yandıkça keşke dedim. Ne yapabilirdim? Belki hala yapabilirim. Bilmiyorum. Okuyorum, araştırıyorum, düşünüyorum...

Osmanlı'nın yetimi Bosna bir kader olabilir mi? Peki kader bu kadar kötü olabilir mi? Buradan kollarımı uzatıp tek tek sarılabilmek isterdim o insanlara, yüreklerine dokunabilmek, bir keşkeyi yok ederken bir umut yeşertebilmek...

Bu kadar duyarsız kaldığım için, gözlerim bakarken görmediği için, gözyaşlarım seninle akmadığı için BOSNA BENİ AFFET...




1 yorum:

  1. hemen alıp okuyacağım inşallah... seni okurken bile hüzünlendim:(

    YanıtlaSil